22 Eylül 2011 Perşembe

Toplumsal Ahlak

Toplumun genelde tavrı ve geçerli algısı nasılsa yeni doğanlara verilen ilk bilgiler bu yönde olur. küçük çocuklar bunu tüm kenarları ile alır değişmezliğini kabul ederler. bu hali ile gelenekler şekillenir. ergenlikle beraber başkaldırı ve değişmezliğin yanlışlığı anlaşılır. böylece topluma dinamik sağlanır. yetişkinlik ise taşların yerine oturduğu, genel kaidelere uymakla toplum menfaati sağlandığı lakin verimlilik temel alınarak toplumun ilerletildiği bir algıyı verir. normalde bu değişim kişi için çok güzel bir hayat serüvenidir. bazısı ise bebekliğindeki seviyeyi sebebsizce korumak için çırpınır. yaşına ve tavrına uygun olmayan bu tavırlar ile sıkıntılara sebep olur. genel öğreti, kişiye ne kadar erken ulaşıp onu hem değişime hem verimliliğe özendirirse, toplum o kadar az sıkıntı çeker.

Ancak değişime ve verimliliğe sahip çıkmak, bir toplum için kargaşadır. insanları bir algıda toplamak ve birbirlerine saygıyı tavsiye etmek, kutsiyet ile mümkün olur. kutsiyet bir dersin kabul edilmesinde büyük bir güçtür. dinin kudsiyet ile verdiği dersler kalpleri şekillendirir, insaf ve saygıyı ortak payda yapar. yararlanılmadığında, bireylerin ancak kendi değerlendirmeleri ve iknaları kadar bir değişim ve verimlilik algısı ortaya çıkar. bu da hem sınırlı hem geçici olur. 

başarılı bir gelişmenin sürdürülebilir olması, ancak kudsiyet ile barışık, gençliği ile dinamik, yetişkinleri ile verimli, toplumsal saygı paydasında toplanan milletler ile mümkün olur.

bugün artık cemaatlerin ne denli canlı ve etkili olduğunu inkar etmek beyhudedir. dini her kimlikten cemaatler, meşrepler, meslekler, kendi sınırları dairesi içindekilere sundukları saygı paydası ile bireylerine kendi başarılarını göstermektedir ve onur duygusu vermektedir. 

feleğin rüzgarı ve bahtın güzellikleri bizden yana esmeye başlayalı beri, tüm dünyanın da dikkatini çeken yurdumun artık sözü daha uzağa gitmektedir. dünyanın dikkatini çekmek güzeldir. lakin daha önemli olan altyapısı olan, bağlantıları tüm insan kültürünü kavrayan bir ifade ile durabilmektir. net açık ve rahat bir duruş, şiddetli sade ve herkese hitap eden bir söylem bizden beklenmektedir. bu durum ise artık tüm cemaatleri ile yurdumun kendi paydasını netleştirmesi gereğini ortaya koyar. yoksa bir süre sonra bu sadece geçici bir güç gösterisi, arkası olmayan bir delikanlılık çıkışı olarak tarihin sayfalarına gömülür gider.

insana saygı ve onurlu bir yaşamı paylaşma teklifi tüm demokrasilerin hedefi olmuştur. bireyin kendisini tarif etmesine müsaade etmek ve bu tarifi saygı ile karşılamak temel esastır. bireyin kimliği ne olursa olsun tüm cemaatler ona ellerindeki güzelliği paylaşır ve ona kardeşlik sunarlar. sunmalıdırlar. o bireyin toplum uymayan yönlerini dikkatle algılamak ve uyumlu hale getirmek de hedeftir. 

evet cemaatin kapısına gelen çingeneye kapıyı açıp içeri almak hizmettir. çay ikram etmek hizmettir. ona cemaatin değerlerini paylaşmak hizmettir. mal sahiplenme algısı farkını baştan bilmek önlemdir. çingenenin ihtiyacı olan parayı almasına hırsızlık dememek için ortada menafi bırakmamak tedbirdir. 

evet cemaatin kapısına gelen genç bayana kapıyı açmak hizmettir. onu kendisi gibi bayanlardan istifade edeceği adrese yönlendirmek hizmettir. ölçüsüz bir bayanın kendi güzelliğini göstermek istemesini baştan bilmek önemlidir. o gelen bayanı ahlaksızlıkla itham etmemek için saygı ve konuşmayı kısa tutmak tedbirdir. 

ya eşcinsel?

eğer eşcinsel kimliğe bedenen hasta derseniz onu tamahkar doktorlara; ruhen hasta derseniz rezil tılsımcılara esir etmiş olursunuz. kimliği tanımazsanız o zaman hizmet de edemezsiniz, tedbir de alamazsınız! 

bu durumda ortaya yüz kızartan haller dökülür. onlarca macera anlatıla durur. doktor ve muskacılar para kazanır. yalanlar havalarda uçuşur. eşcinseli tanımayan bir toplum kendi yalanları ile yuvarlanır durur. ahlak derken ahlaksızlık çoğalır, yalanlardan rüyalar görürken patlayan rezaletlerle başından aşağıya sular dökülür.

eşcinsel kimliği tanırsanız, hükmedersiniz. bilirseniz, tedbir alırsınız. saygı duyarsanız size saygı duyar. sahip çıkarsanız, size sahip çıkar. insan kendine edilen muamele ile muamele eder. onu itmek ve görmezden gelmek sadece bunu yapana da böyle muamele edilmesine sebep olur. çünkü insan aziz yaratılmıştır ve kader adildir. kişi ancak kendisine teklif edilen kadarı ile imtihan olur. onu hırpalayan hiç bir toplum yarını göremez.

oysa onurlu yaşamak isteyen bir eşcinsele yol göstermek çevresindekilerin görevidir. çevresinde hür ve onurlu, toplumun parçası olmuş eşcinsel bireyler görmekle şevk duyar, rol modeller ile gayrete gelir. toplumla uyumlu hareket etmenin erdemini, sevmenin güzelliğini, dünya zorluğuna karşı teselli bulmanın imkanını keşfeder. zaten ahlak da budur. kendi ahlakını oluşturmasına müsaade edilmeyen eşcinsel kesim toplumun sıkıntısı ve mahçubiyeti olarak hem dünyada baş ağrıtır, hem ahirette madur olmaya sebep olur.

toplumsal ahlak, ahlaksızlığa savaş açarak değil, bireylere kucak açarak sağlanır. uzakta dünyanın öte yanındaki eşcinselden farklı olmasına kapı açabildiğiniz ve onurunu tanıyabildiğiniz her eşcinsel toplumun sağlam bir taşı olmaya adaydır.