18 Haziran 2012 Pazartesi

Umut Var



"İstanbul'da, Konya'da, Van'da bir yerde
genç bir eşcinsel insan vardı,
birden eşcinselliğini farkedip kavramış...
eğer ailesi bunu bir farkederse
onu ezip evden atarlar,
sınıf arkadaşları ona isim takar, adını çıkarırlardı.
filmlerdeki eşcinsellerin akibeti gibi sonu belli olurdu:
içine kapanıp gitmek yada intihar etmek...
sonra birgün bu çocuk bir haber okudu ki,
San Fransisco'da bir eşcinsel yepyeni iki seçeneğe sahip olmuş...
ülkeyi terkedip gitmek seçeneği ve
yurdunda kalıp hakları için direnmek...
seçim sonuçlarından iki gün sonra, bir telefon geldi,
ses çok gençti, taşranın bir kenarındandı.
ve dedi ki:"minnettarım"

ve siz eşcinselleri seçmek zorundasınız!
bu yüzden de bu ve benzeri binlerce çocuğa
"daha iyi bir dünya için umut var" demek için!
"daha iyi bir yarın için umut var!"

eğer umut yoksa, sadece eşcinseller değil,
kürtler, gayr-i müslimler, özürlüler ve yaşlılarıyla tüm Türkiye,

ümidi olmayan bir Türkiye,

Türkiye'yi boşverir!
bilirim ki, yalnızca ümitle yaşanmaz,


lakin o olmazsa hayat yaşamaya değmez! 
siz,
siz,
siz onlara bir ümit vermek zorundasınız!"
Harvey Milk (1930-1978) konuşmasından daha iyi anlaşılması için adapte edilmiştir.

* * *


“Benim adım Harvey Milk! Ve sizi birleştirmeye geldim!

Demokrasinizi elde etmeniz için, sizi birleştirmeye geldim!

Kardeşlerim, ortaya çıkmalısınız! Ailelerinize, arkadaşlarınıza kendinizi gösterin! Komşunuza, iş arkadaşlarınıza… bir kereliğine, bu gizemi kıralım. Yalan ve tehditleri bitirelim! Gördünüz… Kendimiz için yapalım. Tüm gençler adına yapalım. Korkanlar için. Oy günü geldiğinde çekinenler için.

Özgürlük anıtında der ki: “Bana fakir, ezilmiş, mutsuzu getirin ki onu serbest bırakayım!”

Bağımsızlık bildirgesinde der ki : ” Bütün insanlar eşit yaratılmıştır!”

Hepimiz haklarımızı alacağız!

Bay Biggs ve Bayan Bryant ve tüm şapşallar ne kadar denerseniz deneyin, bu zinciri kıramayacaksınız! Hepsi bağımsızlık bildirgesine yazılı! Ne kadar denerseniz deneyin…zinciri kıramayacaksınız!

Özgürlük Anıtı’nın yüzünde yazılı!

İşte Amerika budur!

Sev ya da terket!”

San Fransisco meydanında onbinlere verdiği nutkundan … 25 Haziran 1978

* * *

bu ifadeleri okudunuz.
acaba ayetler ve hadislerde, kanunlarda geleneklerde insana bundan daha mı az değer veriliyor ki, hala bazı dar kafalar, insanı kimliklerine göre ayırıyor ve tayin ettikleri değere göre ellerindeki hizmeti tasnif ediyorlar. halbuki o hizmet tüm topluma eşit dağıtılsın diye orada varlar.tüm baskı ve dışlamaya rağmen herşey daha güzel olacak ve umut var. çünkü tüm ayetlerdeki şefkat, bize bakıyor. ancak eşcinselliği göz önüne almakla "tüm insanlar" kelimesini istisnasız kullanabilme hakkını elde edebilirler...

bize düşen tekrar bağırmaktır: "umut var!"

5 Haziran 2012 Salı

Nifak




sıdk ve doğruluk, mantıksal ve toplumsal bir gerçekliği samimiyetle kabul edip, buna göre önermek ve hükmetmektir. bunu hayatın ölçüsü haline getirmek erdemdir. bunun tersi ise yalandır ki, gerçekliğin tersine göre öneri ve hükümlerdir. insan aklından geçenle, ortamda algıladığı arasındaki farkı çocukken genelde fark edemez.  bu sebeple gerçeğe zıt hükmetmesi sebebi ile doğan yalandan sorumlu tutulmaz. lakin 7 yaşındaki hali eğer aile yada çevre tarafından erdemlerin üstünlüğüne uygun geliştirilemezse 27 yaşına da gelse yalan söyleyebilir bir duruşta bulunabilir. bu büyük bir problemdir.

iman sıdktır, doğruluktur. yani, mantıksal ve toplumsal bir gerçeklik olan sistemin kurucusuna olan bağı samimiyetle kabul edip, buna göre önermektir. sistemin kurucusunu bize tarif eden üç önerici öğretmen vardır. birisi Kainat, birisi Peygamberimiz(a.s.m) birisi de Kur'an dır. bu öğretmenlerin verdiği dersleri Risale-i Nurdan okuyabilirsiniz.

küfür bu bağı keser. küfür, kavramsal olarak yalana dayanır. toplumsal tüm karışıklıkların ve dünya hayatını inciten tüm zararların içinde yalanı bulmak mümkündür. yalanın zararları sonuçtaki maddi bedelinden de öte, muhataplarında meydana getirdiği hayal kırıklığı, güvensizlik, yalnızlık ve bir daha artık yanyana gelememe gibi toplumu bölen, arkadaşlığı bitiren tehlikelerdir.

insanın pek çok kimlikleri vardır. bu kimlikler sahip olmakla hem avantajlarından ve gelirlerinden yararlanır, hem gereklerini yerine getirip bedelini öder. hayatının en güzel yıllarının odada geçmesi ve sosyalleşememek gibi pek çok bedeli olan öğrencilik kimliğinin getirisi, sosyal ve mesleki ehliyeti kazanmaktır. elde tutulmuş üzeri fotoğraflı öğrenci kimliğinin kendinden çok öte bir anlamı vardır. her insanın bu kimlikleri doğru bir şekilde hayatında varolursa hepsi de ona mutluluk verebilir. bazen yanlış anlamalar ve uyamama durumunda kendi kimliğinden çok, çevresindekilerin kimliklerine özenmeye başlar. o kimlik sahiplerinin ödedikleri bedelleri göze almadan ücretlerine göz diker. eğer yeterince erdem sahibi değilse, yalandan kaçınmanın şiddetini ruhuna yerleştirememişse, iş zamanı ortada yokken, ücret dağıtımında sıraya girer. o kimliğin getirilerine talip olur. yalan söyler ve kendine ait olmayan bir kimliği ilan edip neticesini ister. çirkin olan budur. toplumsal bir uzlaşı ile bunun önü kapatılamamışsa, bireylere erdemin anlamı kazandırılamamışsa, yalan ortamda geçer akçe olur. tüm bireyler buna meyleder, cezasız kaldığını gördükçe taklit yayılır. artık toplum, toplum olmaktan çıkar. yalan nifaka dönüşür. bozgunculuk halini alır. emniyet ve asayiş ortadan kalkar. bir arada olmakla güçlü olan toplum, doğruluk paydasından ayrıldığı için, en zayıf ve en zalim haline gelir. toplumsal olmak zarardan başka bir şey kazandıramaz olur. medeniyet heba olur. insan değersiz olur.

bu dehşete giden yolun başı büyük ihtarlarla kapatılmıştır. tüm kimlikler için geçerlidir. dini kimliklerin asli doğruluğu ortadadır. kalben musevi lisanen müslüman yada içinden müslüman ama dışından musevi görünmek pek çirkindir. İsa a.s.'mın islama emaneti olan bir hristiyanın kendini başka bir dini kimlikte tarif etmesi de çirkindir. milli kimlikler de önemlidir. genetik ne kadar karışmış olursa olsun, aileden gelen milli kimliklerinin ve kültürün tarifini yapıp, samimiyetle kendini tarif edebilmek önemlidir. siyasi kadrolaşma yada başka saiklerle başka bir milli kimliği kendine kalkan yapmak da çirkindir. cinsel kimlikler de aynı ehemmiyete sahiptir.

eşcinsel bireyin, sebebi ne olursa olsun kendini eşcinsellikten başka tarif etmesi yalandır. bu büyük yalan öbür tarafta ayak bağı olduğu gibi, tarif ettiği kimliğin ücretini hırsızlamaya çalışırken kullandığı insanların hukuku da hem dünyada hem ahirette başa dert, omuza yüktür. buna bahane ne anne ısrarı, ne toplumsal statü, ne de kendi masum talepleri olabilir. bu şiddetli taleplerle baş etmek, onları kabul etmekle değil, bazen sessiz kalmak bazen mesafeli olmakla ve Allahtan güzel bir neticeye dua etmekle çözülebilir.

kimliklere yalan karıştırmadan, doğruluğun ve samimiyetin ışığı altında hayata yön vermek kimi zaman ezici, sıkıcı olabilir. bu bedelin ardından gelen mutluluk ise haktır. kimi zaman bu mutlu hayatın içinde taksitlenmiş bedeller ödenir. her sıkıntı aşıldıkça, her yokuştan düzlüğe çıkıldıkça hayat daha gerçek, mutluluk daha parlak algılanır. birey topluma tüm samimiyet ve doğruluğu ile katılır. bir vatandaşın topluma katacağı en önemli meziyet doğruluktur.

eğitim ve sosyal yapımızda giderek belirsizleşmiş bu hayati erdemin bireylere kazandırılmasında herkese görev düşmektedir. sabırla ve samimiyetle kazandırılması mümkün olan bu erdemin herkesin kalbinde yer etmesini diliyor ve dua ediyorum...