19 Ocak 2008 Cumartesi

Diyanet: "Transseksüeller türban takabilir"

Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, “Cinsiyet değiştirip erkekken kadın olmuşlar, İslam’a göre kadın hükmündedir ve İslam’da kadınların uyması gereken kurallara uymak zorundadırlar” dedi.

Yeprem, “Bülent Ersoy türban takmalı mı?” sorusuna, “İsim üzerinde durmuyorum. Genel kuralı söylüyorum” yanıtını verdi.

Yeprem’in değerlendirmeleri şöyle: TRANSSEKSÜEL KADIN HÜKMÜNDEDİR: Erkekler erkek gibi kadınlar da kadın gibi davranırlar. Erkekken kadın olmuş biri de, kadınların mükellefiyetleri neyse onu taşır. Kadınken erkek olmuşsa da erkek hükmündedir. Yaradılışta kadın ve erkek özelliği karışık olanlar var. Hangisi hakimse tıp dünyası onu o cinsiyete dönüştürebilir. Bu bir tıbbi müdahaledir.

Akşam

6 yorum:

  1. İslamiyet bile Transseksüelleri normal kadın ya da erkek sıfatında sayarken günümüzde hala "top" gibi saçma sapan yakıştırmalar var maalesef...

    YanıtlaSil
  2. evet bu ve benzeri incitici ifadelere hem biz incinmemeyi öğreneceğiz hem de onlar bu ifadeyi kullanmamayı çünkü birşey ifade etmediğini öğrenecekler...

    burada benim dikkatimi çeken kimliklerin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği...

    cinsel kimliği ne olursa olsun dini kimliğinin gereğini ne denli yerine getirmiş.

    yada dini kimliği ne olursa olsun ne denli doğru cinsel kimliğini ifade edebilmiş.

    bir de milli kimlik var...

    sanırım dünya ahiret mutluluğu bu üç kimliğin hakkını verip doğru yalansız ve güzel yaşayabilmekle elde ediliyor.

    YanıtlaSil
  3. Öncelikle Milli kimlik ile dünya-ahiret mutluluğunun nasıl bir bağlantısı var, onu açıklar mısınız? İkincisi de, İslam'da bu mesele böyledir derken acaba Saim Yeprem neye dayanarak hüküm vermiş merak ettim. "Benim anladığım kadarıyla bu konu böyledir" demek yerine "İslam'da bu böyledir" demek hem cesaret hem de ciddi sağlam bir kaynak gerektirir. Acaba neye dayandırıyor bu fikrini?

    YanıtlaSil
  4. milli kimlik sizin ceddinizle bağınızdır. dünya ahiret mutluluğu ise tüm onurunuzla Allaha iman bağınıza göre hayatı algılamanızdır.

    bazen öyle olur ki, sahip olduğunuz bir kimlikle size bir diğerini imkansız kıldığı söylenir. bu ümitsizlik o dini kimliğe cesaretle sarılmaya engel olur. işte o zaman "Milli kimlik ile dünya-ahiret mutluluğunun bir bağlantısı var" anlamlı olur.

    YanıtlaSil
  5. Milli kimlik daha iki asırlık geçmişi olan bir terim, o yüzden neden dedelerimizle olan bağımız bu olsun. Milli kimlik dendiğinde belli bir milliyet olmak zorundadır o tanımın içinde, oysa benim bir dedem kürt, biri ermeni, biri arap, biri japon, biri zululu olabilir. Bu durum benim milli kimliğim ve atalarımla olan bağım hakkında ne söylüyor size? Kısacası, milli kimlik sonradan inşa edilmiş bir olgudur.

    Ayrıca cedlerimizle bağımız bize ne söyler? Bu aralar çok popüler olan ecdad tartışması geldi şimdi aklıma mesela. Osmanlı padişahı benim ceddim midir? Yoksa Osmanlı orduları bir yeri işgale giderken üzerinden geçip mahvettiği bir köyün içinde yaşayanlar mı benim ceddimdir? Bende canlı hatırası olmayan yüzyıl(lar) önce yaşamış atalarım benim için ne ifade eder? Neden benim dünya-ahiret mutluluğumun bir parçası olurlar? Gerçekten anlayabilmiş değilim.

    YanıtlaSil
  6. siz nasıl anlarsanız o kadar. ne diyebilirim. ben dini kimlik deyince kaderi ve yakın geleceğimin kontrol nazarı altında olduğunu, hatta uzak geleceğimi, ahiret algımı anlıyorum. o geleceğe bakışım benim dini kimliğimle ifade edilebilir.

    nasıl ki, problem çözme yetimi öğrenilmiş keşfedilmiş ve geliştirilmiş, ortak olan ve olmayan tüm özellikleri ile mühendis kimliği ile tanımlarsam geleceği değerlendirme algım dini kimliğimi, geçmişi değerlendirme algım milli kimliğimi tarif eder.

    ailem, geleneklerim, kültürüm, çok daha gerisi, 200 000 sene evvel bir sayhada başlayan canlılığın ince sırları, hatta 126 milyar yıl önce başlayan var olmanın tüm özelliklerinden bana kalan miras ve algım, milli kimliğimdir. Kaynak

    şu an algım da cinsel kimliğimdir. geçmiş ve gelecek arasındaki o ince, ama derin, hassas ama yıkılmaz algı bu koca geçmiş ve geleceği ince bir aynada izleyen ruhun özelliğidir.

    bu kimliklerin ardına düşüp derinliğini algılayan, algılayabildiği kadarını temsil edebilir. milli kimlikten mahallesini anlayan mahallesini temsil edebilir, milletini anlayan milletini temsil edebilir. o millet tek beden olsa o birey olmuşçasına özellikleri kendinde odaklayıp ifade edebilir. dünyada kalanı temsil eden, dünyada kalır. tüm geçmiş gelecek ve şu anı temsil edebilen kainatı omuzlayıp, ondaki beka hasretini ve varolmaya devam etme şevkini ifade edebilir. hatta bu öyle bir seviyede olur ki, tüm kainat onu bu davasında dile gelip desteklerler. işte o zaman bu meyve o kadar değerli olur ki kıymeti kainatın kendisine eş değer olur.

    işte sen olmasaydın kainatı yaratmazdım manası burada abartısız bir gerçeklik olur.

    hem kendini tarif etmek dilerken kendini algılayıp kendi kimliğini keşfeden idrak sahibine bir ölçü olur. o ölçü ile bakıp isim üzerinde durmayan işin ehli ve erbabı da avama yukarıdaki kadar açıklar. yoksa detaylar ilim denizleridir.

    esas olan travesti bir kimliği inkar etmek değildir. madem ki kendini böyle tarif ediyor onu iç savaştan ve gerilimden hemen kurtarıp toplumsal sisteme bağlayıp, şevk ve gayretle temsil manasını parlatmaktır.

    YanıtlaSil