25 Mayıs 2009 Pazartesi

Tevbe


Eşcinselliğin aktüel gündemde olması sebebi ile biraz ara vermiştim. bahsettiğimiz konunun moda olmadığını, rant yada traj malzemesi olmadığını göstermek ve temel insan hak ve özgürlüğü olduğunu ifade edebilmek için bunu gerekli görmüştüm.

Eşcinsel olmak kulluk bilincinde muafiyeti artıran değil sorumlulukları artıran bir unsurdur. insan kendine verilen her farklı nimeti hissedip şuur ettikçe yapması gereken, o hediyeye karşı teşekkür tavrını almaktır. o özel hediyenin kıymetini belirleyen sadece size verilmesi değil, sizin hayatınızda nerede olduğudur. hava ve su gibi zaten öteden beri hayatımızda olagelmiş nimetlere daha dikkatli bakmak gerekiyor. yada bazı nimetler de kalpte gömülü, açılmayı beklemektedir. ortaya çıkmaları yetmez, geliştirilmeleri gerekir. Kur'anın ışığında, iman toprağında, islam suyu ile en güzel ve olgun durumlarına kavuşurlar. eşcinsel bir kimliğin elbette hemen farkedilen veya detaylı bir inceleme ile farkedilen kendine has pek çok özelliği vardır. her özellik ayrı bir teşekkürü gerektirir. böylece bu kimlik yerinilen bir yara değil iftihar edilecek bir durum haline gelir.

Kulluk bilincinin bir başka açılımı da itaati gerektirir. kul yada köle, bugün artık bizim anladığımız bir hayat örneği olmaktan çıkmıştır. yalnız bir meslek var ki hala tevhidi ondan ders alabiliyoruz. asker olmak tam bir tabi olmayı gerektirir. emredileni yapmak ve emredilmeden yapmamak öyle bir seviyeye gelir ki, emredilmeden en adi ve normal bir hareketi dahi yapamaz, kolunu dahi kaldıramaz. yapıyor göründüğü her tavır için de özür diler bir tavırda bulunur. çünkü komutanı dilerse onu mesul edebileceğinin bilincindedir. askerin tanımını askerlik kitapları ayın sin kef ra dan oluşur diye tarif ederler. ayın: ulviyeti kalbiye(ki aynı maksada kalbi çarparak, tüm arkadaşları ile birlikte aynı heyecanı hissedebileceği yer asker ocağıdır) sin: selameti fikriye (ki düşüncesini berraklaştırıp odaklanır) kef: kerameti tabiye (ki yaradılışının inceliklerine vakıftır) ra: riyazat-ı bedeniye (ki bedeni ihtiyaçlarından arınabilir) bu tarif ilk sayfada yazsa da artık okunmayan bir askerlik yaptığımızdan ondan da tam yararlanamıyoruz. hele bu açıdan muvazzaf subayların hiç anlamadıkları meseleler hakkında bile emredildiğinde "emredersin!" demeleri, çok daha ilginç bir durumdur. tıpkı Allaha muvazzaf subay olan hava zerrelerinin tanımadıkları sesleri mükemmel iletmeleri, bu arada solunumda görev almaları gibi bin işi aynı anda yapmaları; muvazzaf subay olan toprak zerrelerinin programlarını hiç bilmedikleri bütün bitki çeşitlerine saksılık yapmaları gibi. bu tavır ve işleyiş kul manasını bize yaklaştırıyor ve çevremizi sarıyor.

Bu güzel atmosferde bilinçle tefekkür ettikten sonra güncel yaşamın toz duman kargaşasına dönünce yine şuursuz kul olmakla karşılaşıyoruz. sorduğumuzda tefekkür eden değil kendi hayatını kendi kazanan hatta yaratan hatta adeta Allaha rağmen(!) hayatta kalan insan manzaralarını izliyoruz. (evet bence de burada estağfrullah deyip affedilmeyi istemek lazım) Meleklere öyle fotoğraflar sunuyoruz ki, mahşerde hiç kimse iddia edemez ki, o karedeki imanlı bir kişidir! bu rezalete karşı alınabilcek tek ve yegane önlem henüz hayattayken bağışlanmayı dileyebilmektir. hatalarımızdan bağışlanmayı dilemektir. hatta hatasız olduğumuz işlerde onun Allah rızasına uygun olmadığı endişesine karşı bağışlanmayı dilemektir. bu ince sırrı çözen, uğruna Dünya ve Ukba yaratılan Peygamberimin (a.s.m), her gün çokca tevbe istiğfarının sırrını anlar.

Sonra yine dünyanın toz duman ve kargaşasında manşetler görünmeye başlar. eşcinsellik hakkında taraflar sonuna kadar çiçekler ve bombalarını sallarlar. sorduğumuzda tefekkür eden değil kendi kimliğinden gayet emin ve o kimliğin gereğini yapan insanları görürüz. adam heteroseksüeldir evlidir. öyle ya evlilik onun elindedir. çocuk yapmıştır. menemen yapar gibi biraz ondan biraz bundan... kendi hayatından emindir ve kendine ait olmayan hayatları tenkit etmektedir. kadın hem annedir çocuk doğurur, hem eştir evi idare eder, kendi kudret ve yeteneği ile yoktan aile yapar. farkettiği ve geliştirdiği yeteneklerini kullanarak Allaha rağmen(!) yaşamayı başarır... kendisi hayatından emindir, eşcinsellik hakkında ahkam kesebilir. bir de arada ezik eşcinsellerin hak hürriyet sesleri duyulur, kendilerine verilmeyen itibarın intikamını hayatlarını gecelik ilişkilere boğarak alırlar. travestiler de bedenleri kendi malları olduğu için elbette diledikleri tasarrufu yaparlar. transseksüeller zaten kalkanları ellerinde amazonlar gibi mahir olmuşlardır. herkes hasmına en sarsıcı darbesiyle atak yapmaktadır. sonra da melekler tüm bu rezaletin fotoğrafını çekerler. burada eksik olan en temel nokta hayatın manasının unutulmasıdır. hayat yerde bulunmuş değildir. tesadüfen alınmış değildir. eksik olan olan dünyanın imtihan meydanı olduğunun unutulmasıdır. başı boş bırakılıp da imar edilsin diye bizim zaptettiğimiz bir yer değildir. eksik olan bu dünyadaki bu hayatın her bir fiilinin tevbe ve istiğfar olmadan (ki normal kabul ettiklerimiz de dahil) ahirette bizi mes'ul edeceğidir.

Allahın kabul etmediği uzun bir evililik hayatının ahirette durumu nedir? Allahın razı olmadığı uzun bir ticaret hayatının ahiretteki karı nedir? bunu muhasebe edip, dünyadayken tevbe eden ve özür dileyen affa uğrar.

Hak talep edilirken doğru edilse bile o talebin kalpteki makamı ve yeri tümüyle neticeyi etkiler. bu sebeple geleneksel düşüncemiz ve hayat algımızı kontrol etmemiz gerekmektedir. bizler henüz dünyada hayattayken...

Hidayet ve tevfik Allahtan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder