15 Haziran 2009 Pazartesi

Hayatın İçinden




Bir kere eşcinsel kimlik size yapışmışsa, artık en garip sorunlar sizi bulur. kaderin oklarından çevrenizin taarruzuna kadar tüm atışların hedefinde siz olursunuz. yada böyle olduğumuzu düşünürüz. dengesizlik denizinin dalgaları önce baş döndürür, mide bulandırır, sonra sizi de kendisi gibi yapar. hadiselerin dağlarvari dalgaları içinde emniyetle yol almak için nasıl bakmalıyız?


Allaha bakışımız genellikle sitem karışarak oluyor. eşcinsel olmak, yaşamak yada ilintili sorulardan önce Onu razı etmek ve Onun adına yaşamak kavramları hayatımıza girse problem hallolur. Allah adına hareket ediyor, davranabiliyor yada paylaşabiliyorsak fiillerimizin manası olur. Allah namına yapılan işler ve yaşanan hayatların karşılığını da Allaha verir. yoksa onun namına olmadıktan sonra en kanuni ve legal bir fiil de olsa hatta dünyevi başarısı da olsa ahirette mesuliyettir ve zarardır. ticaret evlilik askerlik vb tüm fiiller için düşündüğümüzde, bir girişimi asıl değerli kılan Allah namına olmasıdır. öyleyse ya onun namına başlamalı yada süreç içinde Ona vesile etmelidir. böylece sevablar, ebedi yol arkadaşları, ahiret dostları kazanılır. o yol arkadaşlığı riyakar hevesden gerçek samimiyete ulaşır.


Peygamberimize bakış açımız genellikle ürkmüş bir şekilde oluyor. sürekli azara hazır, ağzında lanet, elinde değnek bir din anlayışına sarılıyoruz. oysa bu giydirmeye çalıştığımız elbise İslam üzerinde durmuyor. şefkatin en babacanı, sevginin en kudsi tarzını gördüğümüz Peygamberimizin tavrını incelemek, öğrenmek hatta taklit etmek en çok bize yakışıyor. Hayatında verdiği dersden, rüyalarda verdiği teselliden bildiğimiz lanetlediği değil, şefkat ettiğidir. o zaman yapılması gereken korkuyla uzak kalmak değil, muhabbetle sarılmaktır. böylece onun getirdiği nur bize yardımcı olur önümüzü aydınlatır.


Aileye bakışımız da genellikle isyan karışarak oluyor. eşcinselliğimizi açıkça tanımalarını istemek yada ölümlerini dilemekten önce anne baba hukukunu sindirmemiz gerekiyor. "üf" bile demenin ayetle yasaklandığı, hele ölümünü istemenin canavarlık olarak kabul edildiği ana baba hukuku, taşınması pek ağır, değerli bir yüktür. bazılarımız o kadar çok sever ki, eşcinselliğinin utancıyla onları kendinden uzaklaştırmak için "kötü evlat"ı oynar. kimisi o kadar çok sever ki, bağlanmamak için uzak durur. kimi de onları hayatından çıkartarak ancak eşcinselliği yaşayabileceğine inanır. oysa onlarla mesafeli bir yakınlık içinde olsak, yapmak bizim irademizde kalsa ve dediklerine evet desek sorunlarımızın ondan bire ineceği ortadadır. evlendirme bahsi de açıklamakla durdurulmuyorsa, soyadını taşımaya liyakatı olması ve dengi olan birisini arama hassasiyeti olarak ifade edilse, ebeveynin kalpleri kırılmadan mesele zamana bırakılsa en çok biz kazançlı çıkmış oluruz. çünkü şefkatli bir kalbe en çok bizim ihtiyacımız var.


Hayat arkadaşımıza bakış açısı da önemli... ilişkimize zaten bitecek ve bitmeye mahkum bir süreç olarak bakmakla zayıflaştırmak, sevgisini çevresel faktörlerle sınayıp incitmek yerine, ebede namzet bir güzel yol arkadaşlığı olarak değerlendirip elden geldiğince her başlık altında paylaşmaya ve yardımlaşmaya çevrilebilse, niyetimize ve ümidimize Allah rızasını katacak bir tavır ortaya konabilse, dünya zevki için olduğu gibi ahiretin hedefleri için de desteklenebilse o zaman bu beraberlik kudsi bir yol arkadaşlığına döner.


Hayata bakışımız ise tam bir eşcinsel olursa neşe veriyor. evet, pembe bakabilmek çok mühim. "her şey güzeldir. ya mahiyeti itibariyle güzeldir. ya neticesi itibari ile güzeldir." bir islam düsturudur. hayattan lezzet alabilmenin temel formülü olan eşcinsellik riyakarlık kaldırmaz. o sebeple eşcinsel gibi görünmek yerine gerçekten eşcinsel olmak gerekiyor. baharın gülümseyen renklerinde, yazın parlak tonlarında, sonbaharın altın yapraklarında, kışın beyaz neşesinde bu ruhu hissetmek gerekiyor.


Bugün homofobi bizim toplum aynasında oluşan görüntümüz olarak karşımızda durmaktadır. ona karşı alınacak en büyük tavır sevgidir. husumeti boğmak için sevgidir. eşcinselliğini kazanç kapısı yapmak gibi, onlar da bizim şahsi hatalarımızı homofobi malzemesi yapabilmektedir. eşcinselliğe muhabbeti veya nefreti başka şeylere basamak yapmak, hiç doğru değildir. doğrusu ise onu bir kimliği bilip onurla taşımaktır. kendimize ve çevremize dürüst olmaktır. dürüst olmak her yerde doğruyu söylemek demek değildir. her konuştuğumuz doğru olmalı. öyleyse ya doğru konuşmalı ya susmalı. kusur etse istiğfar etmeli.


Rabbimden birbirini hayr ve güzel için destekleyen eşcinsel bir çevre diliyorum ki, birbirlerine Allahı sevdirdikleri, dünya hayatını birbirlerine kolaylaştırdıkları ve teselli verdikleri gibi ahirette de Onun rızasını kazansınlar.

2 yorum:

  1. bende diliyorum öyle bir ortamı eflatun ve elimden geleni sonuna kadar yapmaya hazırım size görmeden muhabbet besledim inşallah bu çalışmalarınızdan dolayı bir ömür değil iki cihanda da aziz olursunuz....

    YanıtlaSil
  2. desteğiniz için teşekkür ederim

    YanıtlaSil