26 Mayıs 2009 Salı

Cennet İhtimali

Eşcinsel kimlik sahibi birisini mahzun eden bir konu ahiret konusudur. kendindeki farklılığı çoğu kez hayat boyu bastırır. örtmeye çalışır. sürekli çevresindeki belirlediği rol modelleri gibi yaparak ayıbını örtmeye çalışır. kendi cinsine takılan gözünü uzun süre sonra farkedip mahçubiyetle kaçırır. dalıp gidişlerle kendine gelişlerle geçen yıllar içinde gayet kalın bir kabuk geliştirir. izlemek dokunmak onu sürekli uyarır. bastırdıkça uçurumun kenarına daha çok yaklaştığını hisseder. bir patlayış olacağına ölmeyi ister. çevresine, özellikle ailesine karşı mahçup olmaktansa son nefesini vermek ona cazip gelir. dini konulara karşı duyarsız ve talepsiz bir duruşla adeta daha içine işlemesine ve derine yerleşmesine engel olmaya çalışır. ailesine, patronuna, komutanına, arkadaşlarına ve komşularına karşı oynadığı bu yorucu oyun onu yıpratır. asıl yıpratan ise vicdanıdır. hiç dindiremediği bir sesle dine yakın olmayı ister, ondan lanetlendiği endişesi ile uzak kalmayı ister. bu tuhaf kavga o kadar derindedir ve o kadar eskidir ki, açılsa bile, çevresi kabul gösterse bile izlerini tam silemeyebilir.

islamın genel sistematiğinde yaklaşımı çok pratiktir. ilk kaçınılması gerekenler affı mümkün olmayan günahlardır. 1. Allahı yok saymak, 2. Allaha ortak koşmak, 3. Allahtan ümit kesmek. üçüncüsü sanırım en çok bizim dünya sınavımıza bakıyor. sanki o 3. maddeye bulaşmasak dünya sınavımızı başaracakmışız gibi görünüyor. sonrasında gelen büyük günahlar ise mizan'a yani teraziye tabidir. onu karşılayabilecek amelini sağına koyabilen kendini afettirir. bu büyük günahlar ise, "Katl (öldürmek), zina, şarap, ukuk-u vâlideyn (ana babayı inkar etmek ve bağını koparmak), kumar, yalancı şehadetlik, dine zarar verecek bid'alara(hurafe ve uydurmalara) taraftar olmaktır". bu günahlar ise bu çağda etrafımızı kolayca çevreleyip sarıyorlar. özellikle anadoluda nefes alamayıp istanbula kaçan bir eşcinselin kendini korumazsa hedef olacağı zararlar işte bunlarla başlıyor.

bu tür ameller hayatımıza karıştığında ise daha tehlikelisi olan Allahtan ümidini kesmek maddesine yaklaşılmış oluyor. burada durup kontrolü ele almak mümkün. öncelikle "ben nasıl yaparım ki?" gibi bir ümitsizliği akıldan atmak lazım. bir şey tam yapamadık diye tümden vazgeçemeyiz. ne kadar hayatı güzel amellerle süsleyebilsek o kadar faydalı olur. solu ağır basan hallere karşı hemen güzel bir ameli işlemek Hz. Peygamberimin (A.S.M) tavsiyesidir. sürekli ve az da olsa inatla devam eden bir ibadet hali ahirette yüzünüzü ak edebilir. imam-ı Gazali özellikle farz ibadetlerin göstere göstere yapılmasını tavsiye eder. o yüzden "çevrem ne der" diye düşünmeyip rahatlıkla hem eşcinsel hem eşcinsel olmayan çevre içinde çok rahatlıkla, sağ tarafa ağır güzellikler eklenmelidir.

ilginç inceliklerden birisi de bu çağın şirketler çağı oluşudur. öyle de candan dostlarımızı da birbirinin amel defterine yardım eden manevi bir şirketin ortakları haline getirmek mümkündür. yapılan tatlı sohbetlerin ve güllümün bir kısmını Allahı razı edecek ifadelere ayırmak, onları güzele ve Allahın sanatlarını hayretle izlemeye teşvik etmek, olayların içinde Allahın şefkatini görmeye ve göstermeye çalışmak, hemen yapabileceğimiz ilk akla gelenlerdir. böyle devam ettikçe "bir ruhlu çok bedenli" ortak amelden istifade eden bir geçmişimiz olabilir. böylece hatalar sola bir bir yazılırken hayırlar sağa bin bin yazılabilir. eminim araştırdıkça, daha çok incelikler dikkatli eşcinselin gözünden kaçmaz...

ümit öyle bir ışığımız ki, elde tuttukça değil dünyamızı ta ebediyetimizi de aydınlatıyor. onunla lütfen geleceğinizi aydınlatın. unutmayın, kalbinizde varolan iman, ahirette gerçekten sizi bekleyen cennetinizin bir işareti olarak size verilmiştir.

7 yorum:

  1. peki hangi yönde ümidimizi kesmeyeceğiz?Cinsel kimliğimizden dolayı bizi affetmesi için mi, yoksa bu kimliğimizden bizi kurtarması için mi?

    YanıtlaSil
  2. Allahtan ümit kesmemenin yönü yoktur. eğer ondan ümidiniz varsa ne kadar kötü olursanız olun sarayda gibi rahat olursunuz. onu razı eden zindanda da olsa saraydadır. cinselliğin ön planda olduğu bir toplumda yaşayınca ister istemez eşcinsellik de sürekli varlığı ile tartışma konusu ediliyor. oysa "var mı yok mu", "var ise değiştirilebilir mi" den çok öte artık "eşcinsel için bir yol planı nedir?" konusuna geçilmesi gerekir.

    iki yol yazmışsınız ki ikisi de insan onuru açısından son derece üzücü... bir üçüncü yol ise kimliğinizi kabul etmektir. sosyal hayatın içine onurunuzla karışmaktır. samimi ve ayakları yere basan bir tarz ile bu mümkündür. tüm kimliklerinizi size veren Allahtır. siz ondan razı olduktan sonra, onunla dost olmak istediğinizde Onun şefkatini üzerinize çekebilirsiniz. zaten nazarı sizin üzerinizdedir. şu an sizi gözlüyor ve her halinizle ilgileniyor. yediğiniz her lokmanın tesadüfsüz sizi bulması gibi, yedikten sonra da gidip bedeninizde doğru yere yerleşmesini görebilen onun rahmetini ve sürekli bize medet vermekte olduğunu da idrak eder. böyle bir şefkat gösterilen dikkat sizi atlamaz, en büyük problemlerinize duyarsız kalmaz. yeter ki siz ondan dileyin...

    öte yandan sizin söylediğiniz gibi kimliğiniz değiştirilirse siz, siz olmazsınız. her biri kıymetli o kimlikler sizin en büyük hazineniz ve ebedi yolculuğunuzda temel varlığınızdır...

    YanıtlaSil
  3. cinsel kimliğimizden dolayı bizi affetmesi ya da cinzel kimliğimizden bizi kurtarması; bu iki anlayış da biraz tuhaf gelmiyor mu hatta komik. Heteroseksüel biri kimliği için af diliyor mu ya da kimliğinden kurtulmaya çalışıyor mu; tabii ki hayır bu aklına bile gelmiyor çünkü elinde değil kendini bildi bileli heteroseksüel hisler taşımış. Aynı şey eşcinseller için de neden geçerli olmasın. Neden heteroseksüellerin heteroseksüel oldukları sorgulanmıyor da devamlı eşcinseller sorgulanıyor. Yoksa eşcinseller azınlık oldukları ve de üreyemedikleri için mi? Yapmayın 21. yy bunları aştı bence...

    YanıtlaSil
  4. güzel bir yazı olmuş. bir ayeti de eklemek isterim:

    "de ki: 'ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. doğrusu allah günahların hepsini bağışlar. çünkü o, bağışlayandır, merhametlidir.'"
    (zümer suresi, 53. ayet)

    YanıtlaSil
  5. af dileyecek neyim var ki? kendimi doğduğumdan beri böyle hissediyorsam burada suçlu ben değilim. bu bir sınav olabilir pekala ama, bu sınav esnasında neden Allah'dan sırf cinsel kimliğim için af dileyeyim? o beni böyle yaratmak istemedi mi? Allah adaletli ise, o zaman heteroseksüel insanların nikahları kabul oluyorsa bizimkiler de kabul olacak. Allah çok güçlü bir varlık ama beni çelişkide bırakıyor. Hem günah olup hem de dünyada bu kadar çok kişiye verilen bu kimlik, neden sonucu cehenneme bağlansın ki. Allah lanetinin doğuştan mı geldiğini düşünüyoruz. Korkuyorum. Birazcık imanım olmasa hiç korkmazdım. Ama, ben bu yol üzerine durduysam ve eğer bir suçlu aranıyorsa sırf bu yol üzerineyim diye, Allah'ı suçlasınlar. Madem bir doğru yol var, bana neden göstermedi? Hani adildi? Heteroseksüel dindarlar evlenip zinada kurtuluyor da ben?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili kardeşim,

      Allah kimseye zulmetmez aksine adalet eder ve kaldıramayacağı yükü de vermez...

      Sizin böyle yaratılmanız bir suç değil ki bir suçlusu olsun...

      Allah'ı kullara şikayet etmeyin, zira kusurlu olan bizleriz..

      Allah'ın hikmetini ve ilmine güveniniz ve kendinizi Allah'ın rızası dahilinde kabullenmek için Namaz ve dua ile sabrederek yardım dileyin...

      Göreceksiniz herşey daha anlamlı gelmeye başlayacak, başlıca yaratılma amacımıza dönersek: Allah'ı tanımak, sevmek ve kulluk etmek...

      Demek ki Allah bizden üç şey istiyor, zikir, fikir ve şükür..

      Ümidinizi koruyun ve Allah'ın ipine tüm kuvvetinizle sarılın.

      Selametle

      Sil
  6. Sen Allah'ın mülküsün sende istediği gibi tasarruf eder.Senin sana ait olan bir maldaki tasarrufun gibi.Bu bir imtihan İmtihana giren kişi soruları belirleyemez ancak soruları çözmeye çalışır.Bence sen Allah'ın belirlediği yoldan gitmeye çalış ve yaptığın yanlışlıklar yüzünden af dile ve ümitvar ol

    YanıtlaSil