İstermiydiniz?
isterim!
Ne yapardınız?
tüm duygularımla hissetmeye çalışır, tüm aklımla anlamaya çalışır, tüm kabiliyetlerimle istifade etmeye gayret ederdim.
Aa! Gittiniz mi? Yoksa?
Evet. yine gitmek istiyorum. giden başka dostlar da biliyorum. gitmek muhteşemdir. hatta bir arkadaşı uğurlarken yaptığımız "listendeki taşlı gözlük, pembe ihram ve ökçeli terliklerini unutmadın dimi?" espirisi hala aramızda gülmeye ve o günleri yad etmeye vesiledir.
Mekke.. o gizemli şehir ! O havayı solumak! Bu olay hayatınızı sizce değiştirirmiydi?
evet gizemli şehir, açılması gereken onlarca iç aleminizdeki düğümler çözülüp rahmete dokunuvermek bambaşka bir duygu...
askerde "rahat hazırol dikkat!" diyerek içtima'a durulduğu gibi "essaf vessaf, i'tadilu, Allahü Ekber!" diyerek namaza ve vakfeye durmak muhteşem bir tecrübe...
herşeyden vazgeçip bir çadırcıkda kumlar içinde üzerinizde tek kat bir elbiseye kanaat edebileceğinizi görebilmek ayrı bir muhasebe...
gece milyonlar üzerlerinden battaniyelerini toprak atar gibi atıp sıyrılıp ayağa kalkarken nefes kesen o kalabalıkla mahşeri görmek ayrı bir ibret...
o havayı solumak öncelikle bir hak, bu hakkın sahipleri oranın Evsahibi (A.S.M) tarafından davet edilirler. rüyaları onları tasdik eder. aynı zamanda bir sorumluluk, bu büyük içtima'ada "lebbeyk: buyur!" deyip hazırola geçmenin azameti bambaşka...bu olay hayatımızı değiştirir, öncelikleriniz değişir, doğru yerlerine yerleşir, yolcu gideceği yeri, kul gideceği kabrini dikkate alır. hayatı oluşturan renklerden vazgeçmek değil sıralamaya sokmak ve kendini tanımak için yapılabilecek en verimli yolculuktur.
askerde "rahat hazırol dikkat!" diyerek içtima'a durulduğu gibi "essaf vessaf, i'tadilu, Allahü Ekber!" diyerek namaza ve vakfeye durmak muhteşem bir tecrübe...
herşeyden vazgeçip bir çadırcıkda kumlar içinde üzerinizde tek kat bir elbiseye kanaat edebileceğinizi görebilmek ayrı bir muhasebe...
gece milyonlar üzerlerinden battaniyelerini toprak atar gibi atıp sıyrılıp ayağa kalkarken nefes kesen o kalabalıkla mahşeri görmek ayrı bir ibret...
o havayı solumak öncelikle bir hak, bu hakkın sahipleri oranın Evsahibi (A.S.M) tarafından davet edilirler. rüyaları onları tasdik eder. aynı zamanda bir sorumluluk, bu büyük içtima'ada "lebbeyk: buyur!" deyip hazırola geçmenin azameti bambaşka...bu olay hayatımızı değiştirir, öncelikleriniz değişir, doğru yerlerine yerleşir, yolcu gideceği yeri, kul gideceği kabrini dikkate alır. hayatı oluşturan renklerden vazgeçmek değil sıralamaya sokmak ve kendini tanımak için yapılabilecek en verimli yolculuktur.
Hac'da Allaha yakarırken eşcinselliğinizi -bir günahkar olarak- sorgularmıydınız?
sorgulamıştım. kendini kabul savaşları zamanımdı. çok kuvvetli bir rivayet Kabeyi ilk gördüğümüz an edilen duanın kabulü üzerinedir. o hassas an edilen duanın kabul edilmediğini sanmıştım. oysa edilmiş. ortadan kalkan şey eşcinselliğim değil eşcinselliğimle savaşım oldu. "yakarırken" konusu ise bizi geri bırakmamalı, eşcinsellikden kurtulmak değil eşcinsellik içinde yapacağımız seçimlerimizde ve yaşantımızda Onun rızası dışına çıkan her halimizi sorgulayıp hepsi için Af Dilemeliyiz. Başta bu dinin Peygamberi (A.S.M) her gün defalarca Af Dilediğine ve hiç kimse yaptığı en güzel fiilinden bile emin olamadığına göre, elbette en fazla biz af dileyip, bizi itham edenlerin tersine rızayı elde etmeliyiz. "günah" denilen kelimenin yanlış fiil yapmak değil, "yapılan yanlış fiile mağfiretle önlem almadan onun huzuruna gitmiş olmak" olduğunu anlamalıyız. biz herşeyden önce insanız, insan olarak kendimizi tanımak, zaaflarımızı görmek, öfkemizden madilikten bir gaye için vazgeçmek, sabrımızı tüm güzel huy ve duygularımızı bir hedef için kullanmak değişik bir tecrübe. kendini bilen Rabbini bilir. hac dönüşü bir kişinin (kim olursa olsun) haccının kabul olup olmadığını düşünmek büyük ayıp ve olmadığına hükmetmek günah olarak kabul edilmiş. manidar! o sebeple kabul etsin denemez, "Allah Mebrur Etsin!" denir...
Bizi hac ayına, zil-hacceye , zilhicceye taşıyan en önemli ay olan Ramazan da geldi. ben de bu vesile ile hepinizi tebrik ederim. bu aydan güzel istifade edenler 2 ay sonra zilhicce ile 10 mübarek geceye ulaşır ve ardındaki kurban bayramını kutlarlar. arefe günü, arafat günü, cebel-i rahme, beyaz ve nurlu misafirlerine merhaba der.