20 Mayıs 2010 Perşembe

Cinsellik Cahillik Uçurumları


evlat bu dünyada insanın yüzünün tebessümüdür. ilk doğduğu andan itibaren cazibe merkezidir. hatta en bebek sevmeyen çoğu annelerin hissettiği gibi onlara bedenlerinden gönderilen en tatlı besin olan sütle beraber, kalplerinde açılan şefkat ile kendilerine hayret eder tarzda değişip tam anne tavrına girerler. babalar ellerine aldıkları ilk anda o duygu fırtınası, kalplerini geri dönülmez bir biçimde değiştirir. artık o baba kimseyi kendinden daha iyi görmek istemez, evladı dışında... bu biyolojik ve psikolojik değişim büyük bir heyecanla yaşanır ve aileye ayrı bir hava getirir. birbirine perçinler. artık ebeynin tüm yaşamsal öncelikleri arkada kalır ve başköşeye, kudret tahtına, en kudretten yoksun oturur. meyilleri emir kabul edilir, tebessümü bayram olur.

kendini sevdirmeyi bilen küçük kızlar ile sevilmesi gereken afacan oğlanlar artık ailenin övüncü ve ilgi merkezidir. her yaş aldıkça sevimlilikle ve hareket hızları artar. geliştikçe güzelleşirler. sonra bir gün yüzlerine yetişkinliğin rengi gelir. daha kendileri farketmeden, ebeveyni olan annesi babası farkeder.

ebeveynin yıllar boyunca onun etrafında ördükleri muhafaza kabuklarını tınmadan yine çocukça kendi grup oyunlarına yönelirler. lakin ters bir tepki ile dışarı çıkmaları yasaklanır. halbuki onlara yasaklanmak yerine grubu seçme ve grubu analiz edebilme yeteneği kazandırması gereken aile zamanını tembellikle geçirmiş, kendi yemediğini yedirerek karnını tok tutarken, tecrübesini aktarmayarak kalbini ve aklını aç bırakmışlardır. şimdi de desteklemek yerine kösteklerler. oysa ilahi kanun o çocukların önce sosyalleşmesini sonra o sosyal yapı içinden ideal eşini seçip onunla hayatı paylaşmasını istemektedir. bu şiddetli kanunu her kuşak ahlaksızlaşmak olarak algılayıp cahilcesine engellemeye çalışır. sonunda o küçük cennet çatırdamaya, damı ve kapısı dağılmaya başlıyor zannederler. oysa ebeveynlerin kendilerine hiç kimse bu küçük dünya cennetinin sabit olacağına dair söz vermemiştir. eflatundan beri binlerce yıldır tarihe hep "yeni nesil de amma bozuldu" diye yazmaktan geri kalmazlar, kendi gençliklerini unuturlar...

gençler birer bireydir. tecrübesiz de olsalar danışacak ve destekleyecek büyüklere hep ihtiyaç duyarlar. en dik başlı bile uygun ve münasip bir şekilde kendi ruhuna yakın meseleleri dinlerken uysal ve sevimli görünür. evet Kur'anı candan dinleyenleri yüzlerinden tanırsınız. bilmedikleri hayatın güzelliklerini keşfetmek kadar heyecanını bilenlerle paylaşmak çok keyiflidir. lakin ebeveynlerin gergin bakışları onları da ortamı da artık germektedir.

sonunda gerilim nefrete, nefret düşmanlığa, düşmanlık savaşa dönüşür. en korkulan olur: genç ve güzel kızın ahlaksızlığı kapalı tutulduğu odalarda geçmemiş, okutulan efsunlarla, götürüldüğü psikologlarla terapi görmemiş, şimdi bu azgın (!) hakkında ailesine bir leke bulaştırmadan halli için hüküm verilmiştir. o edepli ve Kur'anın sesini dinleyerek yuva kuran aileden, Kur'andan önceki karanlığın canavarları çıkmıştır.

burada iş fiile dökülmeden önce keşke ebeveynin içinde bulunduğu gergin durumda ona ulaşacak birileri olsa diyor insan... ona bağırsalar çağırsalar ağlasar ama sonraki adıma geçemeseler. ahlak hattı gibi onları cezbedecek bir hile bile olabilir, maksat o cahilliği caniliğe çevrilmeden engelleyebilmek...

Allahın dünya sınavını yaparken bizlerin ilmi dairesine giren kısımdan bizi sorguluyor olması çok güzel... bizi bizim gözlerimizden görüyor olması heyecan verici... iffeti konusunda derdi olmayan zaten zararı da olmayan genç kızın gözlerinden onu izleyip, dualarını en güzel şekilde cevaplayan, aynı anda ailesini izleyip onlara da yüzlerce küçük ihtarlarda bulunuyor. öfke gözlerini kör etmese görecekler...

kainata halife olarak gönderilmiş insanların kendi evladını kimliği yüzünden öldürdüklerini duymak çok yakışıksız. insanlığa hiç yakışmayan, islama yakışır mı? bu tertemiz küçük dünya cenneti aileyi niçin bu duruma düşmeden onlara ulaşamadık? Rabbimden bu hali bu ümmetten almasını diliyorum.

Kur'an gaybı malumla ders verir. yani bilmediğimizi bize öğretirken bildiklerimizden başlar. bu dersi alanlar yukarıdaki örneği okuyup sindirdiklerinde eşcinsel evlada sahip olmanın durumuna intikal ederler. dini milli ve cinsel tüm kimliklerle beraber düşünürler. kendi evlatlarını dinsiz, milliyetsiz, ahlaksız ilan edip damgalamadan ve onunla köprüleri yıkıp, savaş ilan etmeden yürekleri erir. ardındaki dehşeti görürler...

ebeveyn, evladının başına sümsük vurarak, döverek, odalarda kapalı tutarak değil; hal dili ile yaşayarak, sıcaklığını ve tecrübesini paylaşarak, sıkıntısında ilk adres kendisi olmasını sağlayarak evladına yararlı olur. onun düşmesini engelleyerek değil, düşünce kalkmasını sağlayan desteği vererek hayatı kolay eder. düşene vurulmaz, çünkü yerdeki kendi evladıdır. o evladını tanımayıp vuruyorsa, o zaman onun hukukunu kim koruyacaktır?

ilginç olan bir nokta da ebeveynin içinde gizli kalmış ve bastırdığı açlığının evladına miras kaldığıdır. çünkü o sebepsiz korkularla kaçındığı konuları hal dili ile evladına ders vermiş olur. rahat ve her konuda evladı ile dostane sohbet etmeyi başarabilenler evlatlarını kazanırlar.

artık bilgi çağına girdiğimiz bu günlerde evladına değil kötü muamele eden, onu ötekileştiren aile bile kalmamalı. ailenin korunması sanırım ailenin doğru analizinden başlayacaktır.

8 yorum:

  1. müdhiş bir yorum...hangisine yorum yazsam ki cümlelerin? hepsi de birbirinden manidar gerçekten...(bizi bizim gözlerimizden görüyor olması..)cümlesi dehşetengiz bir gerçek.ve tüm hatanın yine kendi karanlık nefsimizden kaynaklandığına dair çarpıcı bir tesbit yapılmış.ve dahi;miras bırakılan hatanın silsile devam etmesi ki en acısı da bu.tamam,böyle görmüş olabiliriz ailemizden ama en azından onlara ve diğerlerine rağmen biz güzelleşmek adına değişmeliyiz..deveran eden karanlık daireden nura açılmak/dönüşmek gerek gerçekten...yazılarınız akıl ve kalb sahiblerine deva gerçekten eflatoon..teşekkürler paylaşımınız için..

    YanıtlaSil
  2. cümleleri ben güzelleştiremedim sevgili Kristal, ama konunun içine Kur'anın dahil olması tabirlerimi de güzelleştirdi... niyaz-i mısri de böle demiş...

    teşekkürler...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Kristal, başka bir forumda bu blog hakkındaki tenkit şeklini okuyunca üzülmüş ve yorum yazmış. doğrudan adres göstermek uygun düşmeyeceği için sadece onun yorumunu buraya aldım:

    eflatoon.! bir forum sitesinde gayislam hakkında yorum yapılmış bir üye tarafından...yorum bu:

    (AKP'nin kendi solcusu ve alevisini yaratma çabalarını biliyordum ama bu kadarını da tahmin edememiştim doğrusu! Meğer olay açılım safhasını çoktan geçmiş,adamlar kendi eşcinselini üretmişler..."Muhafazakar" eşcinsel Cemil İpekçi'yi münferit bir vaka olarak değerlendirmem artık güç......Herhalde daha fazla yorum yapmaya gerek yok.Herşey ortada.Ne diyelim,yeni akım vatana millete hayırlı olsun! )........

    gerçekten üzülerek okudum.eşcinselliği bir de siyasete yamalamaları yüreğimi buz gibi soğuklaştırdı...belki siz de bu sitenin yazılarını okumuşsunuzdur bilmiyorum.daha önce de bazı sitelerde gayislam hakkında tuhaf yorumlar da okumuştum.tabii ki onların kıt ve darca anlayış ve görüşlerine bağlıyorum bu zavallı hallerini.kısaca onlara göre bizim yaptığımız;eşcinselliği dine ve siyasete uydurma çabalarıymış.oysa(eşcinsellik de dahil) gerçeği tesbit edip ayan etmektir.bir eşcinsel sitesinde mc danolds firmasının eşcinsellere yönelik ürün imal ettiklerini ve kaos gl'nin bunun iyi bir adım olduğunu okudum hayretle.bunu örnek vermemin sebebi şu;mc danolds gibi bir yabancı firmanın ürettiği ürünleri sadece türkiyede değil diğer yabancı ülkeler de bile protesto edilmekte zararlı olduğu için.yani eşcinseller sırf kabul görülsün diye bu zararlı şeylere bile bravo derse,buna diyecek bir söz bulamıyorum.demek istediğim;eşcinsel de olsak gerçeğin ve doğrunun yanında yer almalıyız.nerde kaldı siyaset vb şeyler. o forum ve diğer sitelerdekilerin bunu o kıt kafalarına sokmaları için söylüyorum bunları...size yazmış olabilirim ama o sitedekilerden buraya gelip de bu yazılanları okuyacak olanlar da var biliyorum...

    yaratılış amacına uygun bir dengede yaşamak duasıyla...

    YanıtlaSil
  4. haklı yorumuna katılıyorum arkadaşım. sana daha ilginç ve ince bir noktayı da ben ekleyeyim. yıllarını aktivizme ve hakların savunmasına harcamış bir fikir adamı şöyle yorum yapmış:

    "bizler genel halk kitlesi tarafından sosyalist ve itikatsız görüldük. o yüzden dindar çoğunluk için ölçü olamıyoruz. ama hem dindar hem eşcinsel kimliklerini taşıyan ve bu kimliklerle onurlu yaşamayı hedef edenler için durum çok daha ciddi çünkü en son adımda topluma son sözü söylemek durumunda kalacak olanlar onlar, topluma dini söylem üzerinden haklarını ifade edecek onlar, toplumun eşcinselliği dinlemek için dikkat kesileceği kesim onlardır."

    ben bundan paylaşımlarımızın ne kadar kıymetli olduğunu anlıyorum. toplumdan nefreti silmenin ve kendinden farklı olanla bile hayat neşesi paylaşabilmenin önemini hissediyorum.

    YanıtlaSil
  5. hey gidi dünya hey ben ewliyim eşim eşcnsel çok mutsuzum bana yardım edin lütfen ne yapmam lazım nolur yorum yazın deliricem

    YanıtlaSil
  6. meraba eflatoon kardes..nasilsiniz? siz cok iyisiniz.ben azeriyem.. ben gay deyilem... ben kizam.. amma geylere karsi tuhaf hissler yasayiram... azerbaycanin insanlari cok kotu.. her seyi sorun ediyorlar.. her sey hata , her sey suc.. bende gaylere karsi neden ehtiras yaraniyor..yardim et bana..allah her kesi korusun.....

    YanıtlaSil
  7. @adsız
    mutluluk denklikle olur. eğer denklik tanımlanmış ve uygulanmış ve yerini bulmuş ise taraflar mutludur.

    dini milli yada cinsel kimlikler eğer taraflarca denk ise ortaya mutlu cemaateler, mutlu milletler, mutlu aileler çıkar.

    yalandan arınmış, güçlü bir gelecek ise ancak bu merdivene doğru çıkmakla mümkün olur.

    @adsız
    evet sorunu keşfetmişsiniz. şimdi oradaki ümitizlere ümit olmak zamanıdır.

    YanıtlaSil
  8. Azeri kardeşe hem güldüm hem üzüldüm:)

    YanıtlaSil