7 Aralık 2012 Cuma

Nefretin Hedefi Olmak


her kimlik asli duruşu ile bir kıymet barındırır. kişinin kendi ifadeleri ve özellikleri başka insanlarla ortak paydada birleşince kimlik doğar. kimlik paydası genişledikçe sınırları belirsizleşir. birbiriyle adeta yalnızca ismi aynı, uygulamaları farklı hayatlar aynı kimlik içinde var olabilir.

hayat algıları bu denli farklı olunca tepkiler ve çözümler de çok farklı olur. hatta bazen zulümler doğar. yapılan hatalar, kimlik sahipleri içindeki sadece sorumlu olan o şahsa verilir. hatalı , hatayı yapanındır. benzer kimlik sahipleri ise yapılan güzel şeyleri paylaşır ve ortak paydanın verdiği onurla dayanışma içine girerler. bu onların hayatını kolaylaştırmak ve teselli bulmak için bir yöntemleridir. insan toplumunda güven çok hassas değerler üzerine bina edilir. çoğu kere de o güveni kaybedecek sebepler başa gelir. işte artık oradan bir adım sonrasında özgür ve yalnız birey olmakla, sineye çekip grup içinde var olmaya çalışmak vardır.

nasıl insanlar birbirlerine muhtaç yaratılarak toplumsal olmaları sağlanmışsa, gruplar da birbirlerini tanıyıp yan yana gelebilmeleri için yaratılmışlardır. grupların ittifaklarından milletler doğar. lakin bazen birey, görmediği başka bir gruba karşı duyduğu endişeyi mensup olduğu gruba yayar. bu endişe karşı taraf olarak tarif edilen kimliğe yansır ve onları hedef olmaktan korkutup daha da sinsi yaparsa fobi doğması için iklim hazırlanmış demektir.

çoğu mülteci milletlerin gittikleri yerde o ülkenin milliyetçisi hatta faşisti gibi görünme zorunluluğu buradan doğar. böylece kalın bir zırh ile çirkin nazarlardan korunup, bir daha felaket görmemek dilerler. lakin bunu yaptıkça bir yerlerde tepki nazarı ile kendilerini süzen gözlere de hedef olurlar. doğruluktan ayrılmamakla, samimiyet ve güzel bir duruş gösteren bireyler bundan sıyrılabilir, zarar da etmez, çünkü hased yalnızca hasidi ezer, duygusal tepkiler verenler ise sonuçsuz boğuşmalarla zarar görürler. çünkü kimlik bir zırh yada kaynak değil, sizi tarif etmek için kullanılan bilgidir. bilgi ise tarif ettiği kimliğe tabidir. yani dini milli ve cinsel kimlikler size bir güç veremez, ama sizi pratik tarifte yararlı olurlar.


bir kimlik olarak eşcinsellik taarruz altındadır. doğduğu andan itibaren anne de baba da hissederler. çoğu kere görmek istemedikleri hareketleri engelleyerek kimliğin üstünü örtmeye çalışırlar.

ilköğretimde yetersiz bir milli eğitim, eşcinsel kimliğe cahil bir toplum, masum görüntü altında kendi canı acımadığında zalim olabilen çocuklarla örülü bir çevre eşcinsele ağır ve yaşından önce tedbir almasını öğreten bir yapı oluştururlar.

ergenlik eşcinsele herkesden farklı kapılar açar. ne gariptir yurdumda "bir şey olmaz siz yeğensiniz" diye bir arada yatırılan gençler özellikle şarkda çoktur. yapılan araştırmalar neredeyse erkek nüfusunun %30unun ( ki hepsi eşcinsel olmadıkları halde ) eşcinsel ilişki konusunda tecrübe sahibi olduğunu göstermektedir. çok daha acısı, hemen aynı oranda öyle yada böyle çocuk tacizine hedef olunduğu dur. bu dünya ortalamasının kat kat üstündedir. bu kadar yaygın uygunsuz tecrübe ve tacize bakıldığında eşcinselliği hemen herkesin bildiği bir toplum olmamıza rağmen, susup örtmekle bir cahile vurma hali yalanlarla karışarak hayatımıza akmaktadır.

geç dönem gençlikte ise daha tuhaf bir evre başlar. evliliklerini yürütemeyen yüksek oranda aileler bu kadar ortadayken, eşcinsellerin birbiriyle ömürlük aşk beraberliklerinin imkansızlığı ders verilir. kendilerinin ailelerine feda etmeleri ve bir bayan ile evlenmeleri için her türlü baskı ve zulüm yapılır. bazı durumlarda bu o kadar ümitsiz planlarla uygulanır ki, bazı eşcinseller kendileri bu rezaleti istediklerini düşünüp kendi ayakları ile bu akibete yürürler.

toplum eşcinselliği bir haz nesnesi olarak algılamakla ve bebeklikten itibaren eşcinsele kamuflajı öğretmekle en büyük kötülüğü kendisine yapmaktadır. çünkü yalanlarla olmayan bir kimliğin kamuflajı inşaa edilmiştir. dekor olarak da bir şeyden habersiz hanımlar ve evlatlar kullanılmıştır.

yıllarını yalana sarmış, kendi kimliğinin nefes alamaması yüzünden sürekli boğulgan bıkkın ve hapsolmuş bir halde yaşamış eşcinsel ise nefretini kime yönlendirirse orada duramaz ve çizgiyi aşar. Allaha sitemler onu, Allahın rahmetine kör edip, düşmanlık saçar hale getirir. kendi milletine nefreti onu, bir milleti dünyadan kazıyacak kadar nefret eder hale getirir. kendi cinselliği ile ilgili düşmanlığı onu, sürekli geçici ilişkilere kendini atan, ayılınca nefretle terkedip kaçan bir kimliğe büründürür.

çünkü insanların krizle mücadeleyi, sıkıntı çekmeyi ve dünyayı tanıyıp değerlendirmeyi öğrendiği yılları, eşcinsel kamuflajı öğrenmekle geçirmiştir. ortaya profesyonel hatta bazen kendi kendisinden bile kamufle olabilen profesyonel bir bordo bereli çıkar. damarına dokunduğunda en acımasız tedbirleri alabilmelerindeki sır buradadır.

oysa eşcinsellik bir kimlik olarak tanındığında milli eğitime, örfe ve topluma sirayet etse, doğruluk galip gelir. saçma stratejiler ve mahvolan hayatlar; mutlu ve sistemde var olmaktan mutluluk duyan bireylere hatta sisteme katkı yapan bireylere dönüşür. bilim ve sanat başta olmak üzere her dalda kayıplar katkılar olduğu gibi tüm dünyadan da yurdumuza bir cazibenin doğmasına sebep olur.

insana insan kıymeti vermek bu kadar mı zordur ki, kendi evladından insanlığı esirgemektedir, kendi kardeşini itmektedir, kendi evladını ötekileştirmektedir.

eşcinselden endişe edilecek hiç bir durum yoktur. başörtülü bir bayan gibi sistemin tarihinden alacaklıdır. bu sebeple başörtülü bayanların en ziyade eşcinsel kimliğe yakın olmaları beklenir. müslüman kimlik gibi yanlış anlaşıldığını yüksek sesle bağırmaya muhtaçtır. mazlumların ittifakı azınlığı çoğunluk eder. birbirine saygı sistemleri muvaffak eder. nefretin hedefinden kurtulmak insanı mutlu eder.

Allah rahimdir, tehdit ve müjde eğitimin gereği olduğundan Kur'ana girmiştir. yoksa tehdit esas ve asli olsa söylemeye gerek olmadan kahreder geçer. Allah mülkün sahibidir. madem var etmiş, muradı eserine saygı duyulmasıdır. madem eserini sever, eserine bakıp heyecan duyan, hayran olanları daha çok sever. birbirlerine Allah sevgisini ve ahireti ders verenleri daha da çok sever. bu sebeple başkasının kimlikleri ile fuzuli uğraşmak yerine birey kişi doğrudan Allahla muhatap olup gayretle ona kul olmak için yürümelidir.

iman sıdkdır doğruluktur. kim, kendini bilirse Rabbini bilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder