Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, “Cinsiyet değiştirip erkekken kadın olmuşlar, İslam’a göre kadın hükmündedir ve İslam’da kadınların uyması gereken kurallara uymak zorundadırlar” dedi.
Yeprem, “Bülent Ersoy türban takmalı mı?” sorusuna, “İsim üzerinde durmuyorum. Genel kuralı söylüyorum” yanıtını verdi.
Yeprem’in değerlendirmeleri şöyle: TRANSSEKSÜEL KADIN HÜKMÜNDEDİR: Erkekler erkek gibi kadınlar da kadın gibi davranırlar. Erkekken kadın olmuş biri de, kadınların mükellefiyetleri neyse onu taşır. Kadınken erkek olmuşsa da erkek hükmündedir. Yaradılışta kadın ve erkek özelliği karışık olanlar var. Hangisi hakimse tıp dünyası onu o cinsiyete dönüştürebilir. Bu bir tıbbi müdahaledir.
Akşam
19 Ocak 2008 Cumartesi
Eşcinseller ÖZEL İMAM istiyor!

DİNDAR EŞCİNSELLER SANILDIĞINDAN FAZLA
Travesti/transseksüel derneği olarak bilinen ve Anayasa Çalıştayı'na da katılan İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nin başkanı Okşan Öztok'a göre, kendini "dindar" olarak tanımlayan, "ibadetlerini aksatmayan" eşcinsellerin sayısı sanıldığından fazla ve ekranlarda "muhafazakâr eşcinselim" diyen modacı Cemil İpekçi kadar da rahat hareket edemiyorlar: "Türkiye'deki eşcinseller genellikle İslam dinine mensup. Ama ibadetlerini camilerde rahatça yapamıyorlar. Bu yüzden, devletten ihtiyacımıza göre cami ve din adamı istedik."
Okşan Öztok, yıllar önce fuhuşa tövbe etmiş bir travesti. Geçimini emekli maaşıyla sağlıyor, zamanını ise başkanı olduğu İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nde geçiriyor. Öte yandan, kendisini "hayli inançlı biri" şeklinde tanımlıyor ve Türkiye'de "inançlı" travesti ve eşcinsel sayısının fazla olduğunu savunuyor: "Bunalım ve sıkıntı yaşayan insanlar Rabb'ine sığınır.
Hayatın acılarını daha katmerli yaşayan bizim de, tek kurtarıcı kapı olarak maneviyata sığınmamızdan daha doğal bir şey yok. Zaten, sığınabileceğimiz sadece Rabb'imiz var. Sadece Ankara'da bile, benim bildiğim 200'den fazla travesti ve transseksüelin yüzde 90'ı dini vecibeleri önemsiyor. Oruca, fitreye, zekâta azami özen gösteriyor.
"İmama sorduk, 'fitne çıkarırsınız' dedi"
İslam'da, topluluklara veya cinsiyete göre cami ayrımı olmadığını hatırlattığımızdaysa, mecburen bu talepte bulunduklarını anlatıyor Öztok: "Bir travesti camiye gidip saf tuttuğunda sağındaki, solundaki insanlar kendi namazlarının anlamını kaybettiğini düşünmeyeceklerse, bizim açımızdan sorun yok. Derdimiz, cemaat de kendini rahat hissetsin. Çünkü ibadette huşu önemli. Sevaba gireceğiz derken başkalarını günaha sokmamızın anlamı yok.
Hacı Bayram Camisi'nin imamına gidip 'Buraya gelebilir miyiz' diye sorduk. 'Yahu fitne çıkarırsınız. Gelmemeniz, gelmenizden daha hayırlı' dedi. Erkek görünümündeki arkadaşlarımız tavırlarını gizleyerek camiye gidiyor ama kadın tavırlılar gitmiyor. İlla bir camiye gidip cemaati oradan kaçırmamız mı isteniyor? Cami olması da şart değil.
Mesela eşcinsellerin daha yoğunlaştığı Ankara Çankaya, İzmir Alsancak, İstanbul Beyoğlu, Antalya, Eskişehir, Bursa gibi yerlerde özel mescitler açılsa da yeter."
Yanlış anlaşılmayı engellemek için de bir parantez açıyor Okşan Öztürk ve "özel imamdan kastımız, bizim gibi olması değil" diyor, "sadece, bizi de insan olarak görebilecek bir imam.
Cenazelerimizi kaldırırken bile binlerce sorun yaşıyoruz. İmam 'Bunun namazını kıldırmam' diyor mesela." Peki ya gelebilecek tepkiler? Böyle bir talebin, devlet tarafında muhatap bulsa bile, büyük bir kesimce hoş karşılanmayacağı aşikâr. "Dans okulu istemiyoruz ki.
Kocatepe Camisi'nde, Hacı Bayram Camisi'nde ne yapılıyorsa, Rabb'ine ve nebisine inanan insanlar olarak biz de aynısını yapmak istiyoruz. Bizi, kurtuluşumuz için Allah'a dua etmekten de mahrum edecek değiller ya" diyor Öztok ve devam ediyor "ama bunu kendi başımıza yapacak gücümüz olmadığından, devletin önayak olmasını istiyoruz.
EL-EZHER'İN FETVASI UYGULANSIN
Eşcinseller, inançlarından çok uzak kalmışlar. Günah kavramını bile, polisiye bir suç zannediyorlar. Azıcık yol açtığındaysa, doğruyu buluyorlar. Belki bir mevlit okutacak, belki ebedi hayatını kurtaracak. En azından bunun önü açılmalı. Kendini kadın gibi hissediyor diye, kulluktan da çıkmıyor ya. Bağışlayan Allah tövbeleri kabul eder.
Mısır El Ezher Üniversitesi, travestilerin, İslam'da kadının tabi olduğu hükümlere ve yükümlülüklere mi, yoksa erkeğin tabi olduklarına mı uyacaklarına dair 70'lerde yayınladığı bir fetvada, sağlık heyetinin verdiği 'kadın' veya 'erkek' raporunun esas alınmasını önermişti."
Aktüel
Travesti/transseksüel derneği olarak bilinen ve Anayasa Çalıştayı'na da katılan İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nin başkanı Okşan Öztok'a göre, kendini "dindar" olarak tanımlayan, "ibadetlerini aksatmayan" eşcinsellerin sayısı sanıldığından fazla ve ekranlarda "muhafazakâr eşcinselim" diyen modacı Cemil İpekçi kadar da rahat hareket edemiyorlar: "Türkiye'deki eşcinseller genellikle İslam dinine mensup. Ama ibadetlerini camilerde rahatça yapamıyorlar. Bu yüzden, devletten ihtiyacımıza göre cami ve din adamı istedik."
Okşan Öztok, yıllar önce fuhuşa tövbe etmiş bir travesti. Geçimini emekli maaşıyla sağlıyor, zamanını ise başkanı olduğu İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği'nde geçiriyor. Öte yandan, kendisini "hayli inançlı biri" şeklinde tanımlıyor ve Türkiye'de "inançlı" travesti ve eşcinsel sayısının fazla olduğunu savunuyor: "Bunalım ve sıkıntı yaşayan insanlar Rabb'ine sığınır.
Hayatın acılarını daha katmerli yaşayan bizim de, tek kurtarıcı kapı olarak maneviyata sığınmamızdan daha doğal bir şey yok. Zaten, sığınabileceğimiz sadece Rabb'imiz var. Sadece Ankara'da bile, benim bildiğim 200'den fazla travesti ve transseksüelin yüzde 90'ı dini vecibeleri önemsiyor. Oruca, fitreye, zekâta azami özen gösteriyor.
"İmama sorduk, 'fitne çıkarırsınız' dedi"
İslam'da, topluluklara veya cinsiyete göre cami ayrımı olmadığını hatırlattığımızdaysa, mecburen bu talepte bulunduklarını anlatıyor Öztok: "Bir travesti camiye gidip saf tuttuğunda sağındaki, solundaki insanlar kendi namazlarının anlamını kaybettiğini düşünmeyeceklerse, bizim açımızdan sorun yok. Derdimiz, cemaat de kendini rahat hissetsin. Çünkü ibadette huşu önemli. Sevaba gireceğiz derken başkalarını günaha sokmamızın anlamı yok.
Hacı Bayram Camisi'nin imamına gidip 'Buraya gelebilir miyiz' diye sorduk. 'Yahu fitne çıkarırsınız. Gelmemeniz, gelmenizden daha hayırlı' dedi. Erkek görünümündeki arkadaşlarımız tavırlarını gizleyerek camiye gidiyor ama kadın tavırlılar gitmiyor. İlla bir camiye gidip cemaati oradan kaçırmamız mı isteniyor? Cami olması da şart değil.
Mesela eşcinsellerin daha yoğunlaştığı Ankara Çankaya, İzmir Alsancak, İstanbul Beyoğlu, Antalya, Eskişehir, Bursa gibi yerlerde özel mescitler açılsa da yeter."
Yanlış anlaşılmayı engellemek için de bir parantez açıyor Okşan Öztürk ve "özel imamdan kastımız, bizim gibi olması değil" diyor, "sadece, bizi de insan olarak görebilecek bir imam.
Cenazelerimizi kaldırırken bile binlerce sorun yaşıyoruz. İmam 'Bunun namazını kıldırmam' diyor mesela." Peki ya gelebilecek tepkiler? Böyle bir talebin, devlet tarafında muhatap bulsa bile, büyük bir kesimce hoş karşılanmayacağı aşikâr. "Dans okulu istemiyoruz ki.
Kocatepe Camisi'nde, Hacı Bayram Camisi'nde ne yapılıyorsa, Rabb'ine ve nebisine inanan insanlar olarak biz de aynısını yapmak istiyoruz. Bizi, kurtuluşumuz için Allah'a dua etmekten de mahrum edecek değiller ya" diyor Öztok ve devam ediyor "ama bunu kendi başımıza yapacak gücümüz olmadığından, devletin önayak olmasını istiyoruz.
EL-EZHER'İN FETVASI UYGULANSIN
Eşcinseller, inançlarından çok uzak kalmışlar. Günah kavramını bile, polisiye bir suç zannediyorlar. Azıcık yol açtığındaysa, doğruyu buluyorlar. Belki bir mevlit okutacak, belki ebedi hayatını kurtaracak. En azından bunun önü açılmalı. Kendini kadın gibi hissediyor diye, kulluktan da çıkmıyor ya. Bağışlayan Allah tövbeleri kabul eder.
Mısır El Ezher Üniversitesi, travestilerin, İslam'da kadının tabi olduğu hükümlere ve yükümlülüklere mi, yoksa erkeğin tabi olduklarına mı uyacaklarına dair 70'lerde yayınladığı bir fetvada, sağlık heyetinin verdiği 'kadın' veya 'erkek' raporunun esas alınmasını önermişti."
Aktüel
18 Ocak 2008 Cuma
Bir Telefon Görüşmesi
Soru : - sorum toplumun "yumuşak, nazik" diyerek sosyal hayatta dışladığı ama öte yandan istismar ettiği kesim hakkında olacak. böyle bir arkadaşım islamın kendisini lanetlediğini bu sebeple hristiyanlığı seçtiğini söyledi. ben kendisi ile görüştüğümde islami bilgisinin dinin temel değerlerini bile idrak etmeye yeterli olmayacak düzeyde olduğunu gördüm. o zaten hiç islam olmamıştı ve hristiyanlığa geçmişti. bu kesim hakkında islam ne der?
Cevap: - evet böyle bir kesim var. islamdan onları soğutmak çok yanlıştır. maalesef bugün islam toplumu cahildir. onları itmemek lazım. doğru islamı gösterebilmek lazım. bu özelliğe eksiklik olarak baksak bile bu durumun Allahtan kendilerine doğumlarında verildiği ortadadır. doğuştan ayaksız birine "hey topal" denmediği gibi onlara da kötü muamele, edeni mesul eder. kaldı ki, eksiklik de değildir. bu hal Allah tarafından verilmiştir. yine rızası dairesinde kullanılmalıdır.
Cevap: - evet böyle bir kesim var. islamdan onları soğutmak çok yanlıştır. maalesef bugün islam toplumu cahildir. onları itmemek lazım. doğru islamı gösterebilmek lazım. bu özelliğe eksiklik olarak baksak bile bu durumun Allahtan kendilerine doğumlarında verildiği ortadadır. doğuştan ayaksız birine "hey topal" denmediği gibi onlara da kötü muamele, edeni mesul eder. kaldı ki, eksiklik de değildir. bu hal Allah tarafından verilmiştir. yine rızası dairesinde kullanılmalıdır.
S: - bu konuda çok ters uygulamalar var. daha başlığı geçer geçmez, lut kavmi ile örneklendiriliyor. bu da bu kesimi islamdan uzaklaştırıyor.
C: - bu konuya hiç girmeyelim.
C: - bu konuya hiç girmeyelim.
S:- bir hocanın iki eşcinsele nikah kıydığını duymuştum. o zaman hoca : "bu nikah olur. eğer Allah razı olur ve kabul olur ise zaten mesele yok. eğer sadece dünya için olursa hiç olmazsa birbirinize sahip çıkar muhafaza edersiniz." demiş. onların kendi aralarında nikahlanmaları nasıl olur?
C: - evet olur. nikahlanabilirler. yalnız nikahta en önemlisi denkliktir. denklik vasıfları tutuyorsa nikahlanabilirler.
S: - denk olmaları nasıl olur?
C: - adı aynı olsa da hepsi aynı değildir. birbirlerinden farklıdırlar. bu farklılıkları dikkate alınmalıdır. tarafların durumları ruhlarına, karakterlerine kadına ve erkeğe yakınlıklarına göre değerlendirilir. nikahta birbirlerini tamamlamaları gerekir. bu konuda islami çok eser bu meseleyi tarif etmiştir. detayları buraya sığmayacak kadar geniştir.
S: - Ülkemizde eşcinsellik islama uzak duruyor. eşcinselliğin kabul edilmediği Hristiyanlıkda ise kabul edildiği söyleniyor, beraberliğe evliliğe, miras hukukuna yer veriyor. halbuki Hristiyanlığın temel prensipleri buna uymuyor. hatta sırf islam topraklarında yer edinebilmek için bir zaman sadece afrika kıtasında özellikle nijerya'da vatikan, hristiyanların çok eşliliğine müsaade etmişti. bunun buradaki durumuna karşı ne yapmalıyız?
S: - denk olmaları nasıl olur?
C: - adı aynı olsa da hepsi aynı değildir. birbirlerinden farklıdırlar. bu farklılıkları dikkate alınmalıdır. tarafların durumları ruhlarına, karakterlerine kadına ve erkeğe yakınlıklarına göre değerlendirilir. nikahta birbirlerini tamamlamaları gerekir. bu konuda islami çok eser bu meseleyi tarif etmiştir. detayları buraya sığmayacak kadar geniştir.
S: - Ülkemizde eşcinsellik islama uzak duruyor. eşcinselliğin kabul edilmediği Hristiyanlıkda ise kabul edildiği söyleniyor, beraberliğe evliliğe, miras hukukuna yer veriyor. halbuki Hristiyanlığın temel prensipleri buna uymuyor. hatta sırf islam topraklarında yer edinebilmek için bir zaman sadece afrika kıtasında özellikle nijerya'da vatikan, hristiyanların çok eşliliğine müsaade etmişti. bunun buradaki durumuna karşı ne yapmalıyız?
C: - evet maalesef benzerlerini biz de duyuyoruz. islamı elbette öğrenmeleri ve yaşamaları gerekir, onlara anlatmak ve yardımcı olmak lazım...
S: - bu halde ümitsizlik yerine daha çok sahip çıkmalı ve öğrenip paylaşmalıyız. teşekkürler hocam...
sorular telefondan Diyanet İşleri Fetva kurulu emekli Fetva kurulu üyesi ve halen danışmanlık görevi sürdüren pek değerli bir hocamıza sorulmuştur.
sorular telefondan Diyanet İşleri Fetva kurulu emekli Fetva kurulu üyesi ve halen danışmanlık görevi sürdüren pek değerli bir hocamıza sorulmuştur.
17 Ocak 2008 Perşembe
Başlarken
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)