7 Mayıs 2009 Perşembe

İçtihad'ın Kıyısında


Eşcinsellik toplumun her katmanında tartışılıyor. herkes bir şekilde hakkında hükmetmek istiyor. özellikle din ile yanyana anılmak yeni sanılıyor. bu durum cinsel kimliği dini kimlikler ile beraber anmaya alışık olmayan toplumumuzda insanları endişeye sevkediyor.

Peygamberimizin hadislerini bu güne dek araştırmayanlar cephane elde edip olası bir özgürlük hareketine karşı depoluyor. kimisi de hayatın algısında ancak şevk verici gördüğü hadislerden kılıç imal etmeye çalışıyor.

Tesettürlü ve dindar hanımların erkek eşcinselliğine ters bakıyor olmaları bana daha değişik geliyor. çünkü daha 50 yıl öncesine kadar din adı altında töre ile sokağa tek başına çıkamayan bir kesimin özgürlük konusunda bu cimriliği şaşırtıyor. "Hadisler değişmedi, değişen toplum ve kadınların emniyeti anlayışıdır. o zaman tedbir öyleydi, şimdi böyle... takvayı medheden ve şuursuz hevesle yapılan hareketten meneden o hadisler bize yine ders veriyor" demeye dilimiz varmıyor. tembel toplum olarak okumadan, hemen hazır cevabı alıp, probleme monte etmek gibi ucuz bir işe müptelayız. tam cevap olacak bir hadisi bulup, karşıyı susturmak bize pek keyif verir. lakin bedeli zaman içinde tekrar bize geri dönüyor. Hadislerin çizdiği toplum yapısını hadislerin ideali zanneden, gördüğünü gerçek algılayan, sığ hükmedenler ile gerilimler oluşuyor.

Dindar iş sahibi erkeklerin, erkek eşcinselliğine ters bakmaları ise çok daha ilginç bir durum. çünkü daha 50 yıl öncesine kadar faiz adı altında bankaya bile yaklaşamayan bir kesimin özgürlük konusunda bu cimriliği yine beni şaşırtıyor. "Hadisler değişmedi, değişen, toplumun ekonomi anlayışıdır. o zaman tedbir öyleydi... oysa şimdi finans kurumları gayet geniş bir yelpaze ile, her türlü takva anlayışına uygun seçenekleri ile, ekonomi içinde parayı kullanmaya mü'minler için kapılar açıyorlar." demeye yeni yeni başladık. Faizden yine kaçınıp, parayı alım satımla değerlendirmekte bir yol açana kadar, islam ve banka kelimlerini yanyana koymak hep eğreti gelmişti. oysa şimdilerde milli finans içinde gayet mahir hareketlerini izliyoruz.

bu ve benzeri çoğaltılabilecek onlarca örnek gösteriyor ki, bizim hayat algımız fazlası ile tekil. "evet, insan bizatihi nefsini sever" cümlesi bir ibret ve muhasebe dersi olmaktan çok, adeta "haydi nefsimizi sevelim, elbette sevmeli" haline gelmeye başlıyor. kendi tekil dünya alanımıza giren meselelere hemen hadislerden gerekli cevabı bulup, hoyratça dünya defterini atıp, bize haz veren tefekkür sayfasına geçmek, dünya anlayışımız ve tavrımız haline geliyordu.... geliyordu ki.... eşcinsellik meslesi çıktı. tarihdeki livataya benzemeyen, hiç de şımarık olmayan, toplumun her kesiminde varolan, başarılı, çevresi ile alakalı bu vasıf birden islam ailesinin kendi evladı olarak şimdi ona gözlerini dikmiş bakıyor.

çocuğunuza ya "evden defol senin gibi evladım yok" diyeceksiniz, ki bunu millet olarak yapıp komple 8 milyon insanı belirleyip sınır dışı edeceksiniz. böylece onlar da kendi dinlerince lanetlendiklerine inanıp, ülkeyi terk-i diyar edecekler. gerekli Hadisler hemen çıkartılabilir... lakin kendilerine zaten öteden beri içeriden ve dışarıdan bunu söyleyen, islamın zarar görmesi ile keyif alanlara prim vermiş olacaksınız.

yada çocuğunuza "Allah belanı versin, sana harçlık marçlık yok. sen kudurdun iyice. tüm bunlar sana fazla yüz verdiğimiz için. defol git odana" deyip ötekileştireceksiniz. her türlü hareketini baskılayacaksınız. bu çok bize has bir hareket. konu komşu ile konuşurken yana yakıla "bu çocuk bana eziyet ediyor" deyip sızlanmak, evin içinde etini bükmek fekalade turkish! tüm eşcinsellere bunu yapmak demek onları zorla, varoldukları kimlik haricinde bir tavra uydurmak demek. onlar evlenirler, çocuk yaparlar, maça giderler, çalışırlar, ana baba ziyaretleri ve torun torba muhabbetleri vardır. tüm çevre bunu izler... Bunun için de gerekli Hadisleri hemen çıkartabilirsiniz... lakin çevrenin bilmediği bir gizli hayatı eşcinseller bilir. internet, parklar,
hamamlar ve gece yarısı periyodik kaçamaklar ile eşcinsellik şahlanarak devam eder. arada çıkan skandallara gerekli kurbanlar verilip, hayat tüm hızı ile, yalanlar tüm renkliliği ile devam eder gider. bu durumda haşir meydanında şüphesiz en renkli millet biz olacağız. çünkü orada "ele güne karşı" gösterilmeyen herşey tüm detayları ile boy boy sergilenir.

son çözüm ise çocuğunuzu karşınıza alıp "sevdiğinizi" söylemektir. Hz. Paygamberimin, kızı Hz. Fatıma validemi sevdiği gibi, torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizi sevdiği gibi, önkoşulsuz ve yargısız sevdiğinizi söylemektir. doğru çocuk sevgisi hakkında hadislerin sayısı, yukarıdaki örneklere delil olacak hadis sayısından çok daha fazla olduğu halde, bazen denizi değil üstündeki detayı görmek gibi muvazeneyi kaçırıyoruz. şefkat zaten karşılıksız sevebilmektir. bu sımsıcak duyguya sahip bir çocuk zaten elden ne gelirse o kadar ailesini üzmekten kaçınır. hele ona güvendiğinizi ve bir birey olarak kıymet verdiğinizi hissettirseniz. o soyadını artık yıldızlara yazdırmak için bir kuvvet ve gayreti de ona vermiş olursunuz. eğer bu muvazeneyi incelerseniz, başka memleketlerinde eşcinseller sayesinde nasıl rekorlar kırıldığını, biz de ise "dua et geçer" denip nasıl intihara yönlendirildiklerini anlarsınız.

Eşcinseller, bu vatanın evlatlarıdır. bir evlada sahip çıkmak, onu göz hapsine koymak yada saksıdaki çiçek gibi bakmak değildir. Eşcinseller dindardırlar. çünkü dine olan ihtiyaçları ortalamadan çok fazladır. yalnız ve hassas bir ruhun bu dünya fırtınasında en temel ihtiyacı tevhiddir. Eşcinseller pamuk gibi yumuşak yada çelik gibi sert olabilir. ötekileştirerek niye hedefe kendimizi koyuyoruz? Eşcinseller ailenin en sağlıklı sigortasıdır. aile kurup çocuk sahibi olmak heyecanı duyan bireylere özgürce "eşcinselim" demelidirler. Böylece o aile kurma niyeti olan insanlar, eşcinsellerden geçip, kendi kimliklerine uygun doğru seçime ulaşmaları gerekir. böyle bir gerçekliği reddedip, aile yapısının altını oyacak bir duruma eşcinselleri niye getiriyoruz? Eşcinseller tek eşliliğe daha uygundurlar. çünkü biyolojik olarak tam denktirler. birbirleri ile her konuda tam örtüşürler. sağlıklı ve mutlu eşcinsel birliktelikleri aile bağı ile bağlamak yerine, onların sevemiyeceklerini, hele erkeğin sürekli gezinip yeni eşler bulası gerektiğini savunup, eşcinselleri niçin fütursuz ve ahlaksız bir hayata ittiriyoruz? unutulmamalıdır ki, eşcinselin ahlaksızlığında en büyük pay mensup olduğu milletin ahlaksızlığıdır. sadece kendini yakmaz...

Ayet ve Hadisler bize baskı altına alınmış riyakarları yetiştirmeyi öğretmiyor. ayakları yere basan, kainata Allah namına bakan, meraklı gözlerle tefekkür eden mü'minleri yetiştirmeyi öğretiyor....

3 yorum:

  1. "..Hadislerin çizdiği toplum yapısını hadislerin ideali zanneden.."

    Biraz detay lütfen?

    Veee, Allah razı olsun kardeş, eline, diline,kalemine, ruhuna sağlık...

    Rabbim yerine ulaştırsın, Amin.

    YanıtlaSil
  2. Maşaallah :) Az önce bitirdim yazıyı. Üstad bu makaleleri editleyip e-book haline getirmek lazım. Yorumları ve yorumlara verilen yanıtları da içeren bir format tasarlamak lazım. Elle tutulur bir şey şekillenirse kafamda sana yazarım inşaallah. Esen kal. Erdinç

    YanıtlaSil
  3. Selamunaleyküm.
    Öncelikle Rabbimden verdiğiniz hizmet için seni kat kat mükafatlandırmasını ve hizmetinizin devamını diliyorum. Peygamberimiz Muhammed Mustafaya sonsuz salat ve selam olsun.
    Gerçekten yazınız gönlümü fethetmiş durumda. Aynı görüşte olduğumuz ayrı bir sevinç kaynağı. Ayrıca kendime olan bakış açım çok fazla olumlu yönde etkilenmiş durumda.
    Ne yazık ki toplumumuz temel dini konulara vâkıf olmadığındar ki, malum yazınızda belirttiğiniz hassasiyetlere sahib olamıyorlar. Allahın inayeti ile Ümmetin bu gibi konulardada hassasiyetleri artacaktır diye umuyorum. Bu açıdan kendi ailemi Allahın izni ile bu şuur çerçevesinde yetiştireceğimden fevkalade mutlu ve geleceğimize dair ümitvarım.
    Ehli Sünnet itikadı üzere nesillerin yetişmesi ümidi ile, Allaha emanet olun. Vesselam.

    YanıtlaSil